İlkokul ve Ortaokul Hayatı

Birde başka bir söz vardı "Nush ile uslanmayanı etmeli tektir, tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir..." bu kötekler belki bizi biraz ehlileştirdi. :) İlkokul bittiğinde Ortaokula gitme konusunda çelişkilerim vardı o yüzden komşu oğlu ve sınıf arkadaşım Süleyman Ev ile birlikte Kuran Kursuna yazılmak için diplomalarımızı hocaya teslim ettik ancak yaz sonuna doğru ben cayıp Ortaokula yazılmıştım. :)

İlkokul beş bittikten sonra şimdiki gibi zorunlu eğitim yoktu çoğu arkadaşımız okumadı, kimisi Bozkır'da Anadolu Lisesinin Ortaokul bölümünü kazandı gitti ve kaldık Dere Ortaokulunda bizler. İlkokul ile kıyaslanınca Ortaokul biraz zor gelmişti, yeni dersler ve her ders için farklı farklı öğretmenler. Tabi büyümüştük artık önlük yerine formaya geçmiştik, büyük adamlar kravat takardı ya bizde kravat takmaya başlamıştık. Eskisine göre farklıydık veya aynıydık ama biz öyle sanıyorduk. :)

İlkokul sonrası biz öğrenciyken Sorkun Kasabasından bizim Dere Kasabasına Ortaokul öğrencileri taşınıyordu. Sorkun'da Ortaokul olmadığı için gelen arkadaşlarla yeni bir başlangıç ve yeni tanışma evreleri yaşadık, onlar bize biz onlara alışıyorduk.

Şuan geçmişe baktığımda zaman ne çabuk geçmiş diyorum, gerçekten öyle geçiyor ki zaman. Bizler fark etmesek de o bir şekilde akıp gidiyor hiç durmadan, bazı anlar vakit geçmiyor şunu bir atlatsak başka bir şey istemem diyoruz ama o an geçiyor başkalarında da aynısını diyoruz ve zamanın çarklarında öğütülüp bugünler gelip yarınlar için işlenmeye devam ediyoruz.